SSS
Diş Temizleme
Ağız hijyenini korumak için yapılan profesyonel diş temizliği, işlemden sonra doğru bakım adımlarıyla desteklenmelidir. Diş etleri ve mine yüzeyleri işlem sonrasında hassaslaşabileceği için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunur. İşte dikkat edilmesi gerekenler;
- İlk 24 saat aşırı sıcak ve soğuk gıdalardan uzak durmak
- Asitli içecekler ve sert yiyecekleri bir süre tüketmemek
- Düzenli ve yumuşak fırçalama alışkanlığını sürdürmek
- Antiseptik gargaralarla ağız hijyenini desteklemek
- İlk gün sigara ve alkol tüketmemek
Bu adımlar, diş temizliğinin etkisini artırır ve diş etlerinin daha hızlı toparlanmasını sağlar. Sıcak ve soğuk gıdalar, hassasiyetin artmasına neden olabilir. Asitli içecekler ve sert gıdalar, diş minesinde oluşan geçici hassasiyeti olumsuz etkiler.
Günlük yaşamda gülüş, iletişimde önemli bir rol oynar. Sağlıklı ve bakımlı dişler, kişinin özgüvenini yükseltir. Diş yüzeyinde biriken tartar ve lekeler, zamanla dişlerin doğal beyazlığını gölgeler. Diş taşlarının temizlenmesiyle dişlerin doğal rengi ortaya çıkar. Çay, kahve, sigara gibi alışkanlıklar sonucu oluşan yüzeysel lekeler temizlenir.
Estetik açıdan elde edilen değişim yalnızca beyazlık ile sınırlı değildir. Diş etlerinin sağlıklı hale gelmesi, dişlerin formunu daha belirgin kılar. Ağız kokusunun azalması, kişinin kendine olan güvenini artırır. Fotoğraflarda, toplantılarda veya sosyal ortamlarda gülümsemek, artık daha keyifli bir hale gelir. Alanya Dental Clinic ile yapılan temizlik işlemleri, modern cihazlar ve deneyimli diş hekimleri sayesinde hem sağlık hem de görünüm açısından maksimum fayda sağlar.
Ağız sağlığı, her yaş grubunda önem taşır. Hamilelik dönemi ve çocukluk çağı, diş ve diş eti sağlığının hassas olduğu iki özel dönemdir. Bu süreçlerde profesyonel diş temizliği yapılabilir, ancak uygulanacak yöntem ve zamanlama dikkatle planlanmalıdır.
Hamile kadınlarda hormon seviyelerindeki değişim, diş eti iltihaplarına ve kanamalara yol açabilir. Bu nedenle, diş temizliği diş eti sağlığını korumada önemli bir adımdır. Genellikle hamileliğin ikinci üç aylık döneminde işlem yapılması önerilir. Bu dönemde hem anne hem de bebek açısından daha güvenli bir ortam sağlanır. Kullanılan aletler ve yöntemler, anne adayının konforunu ön planda tutar.
Emax Kaplama
Emax kaplama, ışık geçirgenliği sayesinde doğal diş yapısına oldukça yakın bir görünüm sunar. Bu özellik, özellikle ön dişlerdeki estetik beklentileri karşılamak için tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Seramik malzeme, renk ve parlaklık bakımından doğal mineye benzer özellikler taşıdığı için çevre dişlerle uyumlu bir sonuç elde edilir. Kaplama rengi, hastanın kendi diş tonuna veya istediği beyazlık derecesine göre seçilebilir.
Emax kaplama, ışık geçirgenliği sayesinde doğal diş yapısına oldukça yakın bir görünüm sunar. Bu özellik, özellikle ön dişlerdeki estetik beklentileri karşılamak için tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Seramik malzeme, renk ve parlaklık bakımından doğal mineye benzer özellikler taşıdığı için çevre dişlerle uyumlu bir sonuç elde edilir. Kaplama rengi, hastanın kendi diş tonuna veya istediği beyazlık derecesine göre seçilebilir.
Emax kaplama uygulaması, detaylı bir planlama ve hassas teknik adımlar gerektirir. İlk olarak diş hekimi, hastanın ağız sağlığını ve diş yapısını inceleyerek tedaviye uygunluğu değerlendirir. Diş yüzeyinde gerekli düzeltmeler yapılır ve ölçü alma aşamasına geçilir. Ölçüler, yüksek hassasiyetle elde edilip laboratuvara gönderilir. Emax kaplamaların ömrü, doğru bakım ve düzenli diş hekimi kontrolleri ile 10 yıl ve üzerine çıkabilir. Alanya Dental Clinic, modern ekipmanları ve deneyimli kadrosu ile Emax kaplama uygulamalarında doğal görünüm ve uzun ömürlü sonuçlar sunar.
Emax kaplama, lityum disilikat cam seramikten üretilen, yüksek dayanıklılığa sahip ve doğal diş görünümünü taklit edebilen bir diş restorasyon yöntemidir. Bu malzeme hem estetik hem de mekanik özellikleri nedeniyle diş hekimliği alanında tercih edilen seçeneklerden biridir.
Emax kaplamalar, doğal diş rengine yakın tonlarda üretilebildiği için gülüş tasarımı çalışmalarında önemli bir yer tutar. Doğru uygulandığında, uzun yıllar boyunca formunu ve rengini koruyarak hastaya hem görsel hem de fonksiyonel açıdan konfor sunar.
Hollywood Smile
Hollywood Smile uygulama süresi, tedavi planındaki işlemlerin sayısı ve kapsamına bağlı olarak değişir. İlk adımda detaylı muayene ve dijital analiz yapılır. Bu aşama hastanın mevcut durumunun tespiti ve beklentilerinin belirlenmesi için gereklidir. Planlama tamamlandıktan sonra tedavi süreci başlar. Tek seansta tamamlanabilecek işlemler olduğu gibi, haftalar sürebilecek çok adımlı planlar da vardır.
Beyazlatma işlemleri genellikle kısa sürer. Kaplama veya lamina yapılacaksa diş ölçüleri alınır, laboratuvar süreci başlar. Bu adım birkaç gün ile bir hafta arasında değişebilir. Zirkonyum veya porselen kaplamalar laboratuvarda hazırlanırken, geçici dişler kullanılır. Hazırlık tamamlandığında kalıcı dişler yerleştirilir. Diş eti şekillendirme gerektiren durumlarda iyileşme süreci dikkate alınır. Lazerle yapılan düzeltmelerde iyileşme daha hızlıdır, cerrahi müdahalelerde ise birkaç hafta beklemek gerekebilir.
Hollywood Smile uygulamalarında kullanılan malzemeler, estetik ve dayanıklılık açısından yüksek standartlara sahip olmalıdır. Kaplama ve lamina işlemlerinde porselen ve zirkonyum en çok tercih edilen materyallerdir. Porselen, doğal diş yapısına en yakın ışık geçirgenliğini sunar. Zirkonyum ise dayanıklılığı ve uzun ömürlü yapısı ile öne çıkar. Bu malzemeler hem ön hem de arka dişlerde güvenle kullanılabilir.
Beyazlatma işlemlerinde profesyonel diş hekimi uygulamalarına özel jeller ve lazer teknolojileri tercih edilir. Ev tipi beyazlatma kitleri ile kıyaslandığında bu yöntemler hem daha hızlı hem de daha kalıcı sonuç verir. Diş eti şekillendirme işlemlerinde lazer teknolojisi, kanamasız ve hızlı iyileşme süresi ile avantaj sağlar. Cerrahi yöntemler ise daha kapsamlı düzenlemelerde uygulanır.
Hollywood Smile uygulaması tamamlandıktan sonra elde edilen sonucun uzun yıllar korunması için düzenli bakım şarttır. Günlük diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve ağız gargarası alışkanlık hâline getirilmelidir. Fırçalama işlemi günde en az iki kez, yumuşak kıllı bir diş fırçası ile yapılmalıdır. Aşındırıcı özelliği düşük, florürlü diş macunları tercih edilmelidir.
Kanal Tedavisi
Kanal tedavisi, doğal dişin ağızda kalma süresini uzatmayı hedefleyen bir işlemdir. Doğru teknikle uygulandığında ve sonrasında uygun restorasyon yapıldığında, kanal tedavili diş uzun yıllar sorunsuz şekilde kullanılabilir. Dişin ömrünü belirleyen en önemli faktörler arasında ağız hijyeni, çiğneme kuvveti dengesi ve düzenli kontroller yer alır.
Tedavi sonrasında dişin üst kısmı kırılmalara karşı hassas hale gelir. Bu nedenle uygun kaplama ya da dolgu ile güçlendirilmesi gerekir. Aksi halde zamanla çatlaklar oluşabilir ve bu durum dişin çekilmesine yol açabilir. Kanal tedavisi yapılan dişlerin ömrünü uzatmak için sert gıdaların doğrudan bu dişlerle kırılmaması tavsiye edilir.
İlk seansta genellikle iltihaplı dokular temizlenir, kanal şekillendirilir ve geçici dolgu yapılır. Bazı durumlarda kanal içine ilaç konularak enfeksiyonun tamamen ortadan kalkması beklenir. Bu aşama birkaç gün sürebilir. İltihap tamamen temizlendikten sonra kanallar özel dolgu materyalleri ile kapatılır ve dişin üst restorasyonu yapılır.
Günümüzde gelişmiş cihazlar ve görüntüleme teknikleri sayesinde pek çok kanal tedavisi tek seansta tamamlanabilmektedir. Fakat kök ucunda yaygın enfeksiyon bulunan dişlerde hekim, tedaviyi zamana yayarak daha güvenli bir iyileşme sağlar. Alanya Dental Clinic bünyesinde uygulanan modern kanal tedavisi yöntemleri, süreci hastalar için daha konforlu hale getirmektedir.
Tedavi sonrasında özellikle ilk gün sert gıdalar tüketmemek önemlidir. Kanal tedavisi yapılan diş, üst restorasyon tamamlanana kadar daha kırılgan olur. Geçici dolgu varsa düşme riskine karşı çok sert ısırmalardan kaçınılmalıdır. Ağız bakım rutinleri tedavi sonrasında da aksatılmamalıdır. Düzenli fırçalama ve diş ipi kullanımı hem tedavi edilen dişi hem de çevresindeki dokuları korur.
Tedavi sonrası geçmeyen şiddetli ağrı, aşırı şişlik veya dişte hareketlilik hissi gibi durumlar acilen diş hekimine bildirilmelidir. Bu belirtiler, tedavi sürecinde ekstra müdahale gerektirebilir. Genel sağlık durumu da iyileşme sürecinde etkilidir. Yeterli uyku, dengeli beslenme ve bağışıklık sistemini destekleyici alışkanlıklar, kanal tedavisinin uzun vadeli başarısına katkı sağlar.
Diş Beyazlatma
Diş beyazlatma işlemi, modern teknikler sayesinde çoğu kişi için rahat bir deneyim sunar. Uygulama öncesinde diş hekimi, hastanın diş yapısını ve diş etlerini detaylı olarak inceler. Böylece işlem sürecinin konforlu ilerlemesi sağlanır. Bazı bireylerde işlem sırasında ya da sonrasında hafif hassasiyet oluşabilir. Bu durum genellikle geçicidir ve birkaç saat ile bir iki gün içinde kendiliğinden kaybolur.
Beyazlatma sırasında kullanılan jel, diş minesine etki ederek lekeleri çözer. Bu süreçte mine tabakasına zarar verilmez. Hassasiyet oluşmasının temel nedeni, dişin geçici olarak daha geçirgen hale gelmesidir. Hassasiyet seviyesini belirleyen en önemli etkenlerden biri, dişlerin başlangıçtaki durumu ve kişinin genel ağız sağlığıdır.
Diş beyazlatma, dişlerin doğal rengini açmayı ve yüzeydeki lekeleri gidermeyi amaçlayan profesyonel bir işlemdir. Zaman içinde kahve, çay, tütün ürünleri ve bazı gıdalar dişlerde renk değişimine yol açar. Genetik faktörler veya yaşlanma süreci de ton farklarının oluşmasına sebep olabilir. Beyazlatma, bu renklenmeleri güvenli yöntemlerle azaltarak dişlerin daha parlak görünmesini sağlar.
İşlem öncesinde diş hekimi, diş ve diş eti sağlığını değerlendirir. Herhangi bir çürük, çatlak veya diş eti problemi varsa öncelikle bunların tedavisi yapılır. Ardından beyazlatma aşamasına geçilir. En yaygın yöntemlerden biri ofis tipi beyazlatmadır. Bu yöntemde yüksek konsantrasyonlu özel bir jel, diş yüzeyine uygulanır. Jel, özel bir ışık veya lazer desteğiyle aktive edilir. Ortalama 30-60 dakika süren bu işlem, tek seansta belirgin bir fark ortaya koyabilir.
Beyazlatma işlemi, etkisini uzun süre koruyabilen bir estetik uygulamadır. Sürenin uzunluğu kişiden kişiye değişir. Beslenme alışkanlıkları, sigara kullanımı, ağız bakım rutinleri ve genetik faktörler bu sürede belirleyici rol oynar. Ortalama olarak 6 ay ile 2 yıl arasında etkili sonuçlar alınabilir.
Profesyonel beyazlatma sonrası ev tipi koruma setleri kullanmak da etkili sonuçlar sağlar. Özellikle Alanya Dental Clinic ile yapılan uygulamalar, doğru bakım önerileri ile desteklendiğinde daha uzun süreli bir parlaklık sunar.
Diş Kronları
Diş kron tedavisinin süresi, hastanın diş yapısına, tedavinin amacına ve kullanılan tekniklere göre farklılık gösterebilir. Tedaviye başlamadan önce dişin hazırlanması gerekir. Hazırlık aşamasında diş, kronun üzerine tam oturabilmesi için özel frezlerle şekillendirilir. Bu işlem genellikle tek seansta tamamlanır.
Hazırlık sonrası, dişin ölçüsü alınır ve laboratuvara gönderilir. Ölçüden elde edilen kalıplar, kronun modelinin oluşturulmasında kullanılır. Kullanılacak malzemenin türü (porselen, zirkonyum veya metal destekli) sürenin değişmesine neden olabilir. Laboratuvar süreci ortalama birkaç gün ile bir hafta arasında tamamlanabilir. Bu süreçte dişi korumak amacıyla geçici bir kron uygulanır.
Diş kron tedavisinde ağrı hissi genellikle minimal seviyededir. Tedavi öncesinde lokal anestezi uygulanarak dişin ve çevresinin uyuşması sağlanır. Bu sayede işlem sırasında acı hissedilmez. Anestezi etkisini gösterdiğinde diş, kronun yerleşebilmesi için uygun şekilde küçültülür. Bu aşamada hasta, sadece titreşim ve hafif baskı hissedebilir.
Anestezi etkisi geçtikten sonra hafif bir hassasiyet yaşanması normaldir. Bu hassasiyet, genellikle sıcak-soğuk temasında veya çiğneme sırasında ortaya çıkar. İlk birkaç gün içinde kendiliğinden azalır. Hekim gerekli görürse hassasiyet giderici diş macunları veya koruyucu kaplamalar önerebilir.
Kron takma sürecinde diş etiyle ilgili küçük uyum problemleri de görülebilir. Diş eti dokusu yeni krona alışırken hafif şişlik veya kızarıklık oluşabilir. Düzenli fırçalama ve antiseptik gargaralar, bu iyileşme sürecini hızlandırır.
Die Herstellung einer Zahnkrone erfolgt sorgfältig, um sowohl funktionelle als auch ästhetisch ansprechende Ergebnisse zu erzielen. Der erste Schritt ist eine detaillierte Beurteilung des aktuellen Zahnzustands. Kariöse, gebrochene oder abgenutzte Zähne werden zunächst repariert. Anschließend muss der Zahn für die Krone geformt werden.
Während der Formgebung wird der Zahn mit Spezialwerkzeugen verkleinert. Dies gewährleistet eine perfekte Passform der Krone. Anschließend wird ein Abdruck des Zahns genommen. Während bei herkömmlichen Methoden ein kittartiges Material verwendet wird, nutzen moderne Systeme digitale Scan-Geräte. In der Alanya Zahnklinik können Kronen innerhalb eines Tages eingesetzt werden
Diş Lamine Kaplama
Lamine kaplamalar, pürüzsüz yüzey yapıları sayesinde doğal dişlere kıyasla leke tutma olasılığı oldukça düşük materyallerden üretilir. Bu özelliği, porselenin yoğun ve sıvı geçirmez yapısından kaynaklanır. Kahve, çay, kırmızı şarap gibi renk pigmenti yoğun içecekler uzun süreli kullanımda bile kaplama üzerinde belirgin iz bırakmaz. Ancak bu durum, tamamen lekelenme ihtimalini ortadan kaldırmaz. Kullanım alışkanlıkları ve ağız hijyeni, kaplamaların görünümünü doğrudan etkiler.
Lamine kaplamaların dayanıklılığı, kullanılan materyalin kalitesi, uygulama tekniği ve kişinin ağız bakım alışkanlıkları ile doğrudan ilişkilidir. Porselen laminalar, yüksek ısıda fırınlanarak üretilir. Bu süreç, materyalin sertlik ve direnç seviyesini artırır. Doğru şekilde uygulandığında, kaplamalar uzun yıllar formunu ve rengini korur.
Diş hekimi tarafından uygun planlama ve hassas ölçü alımı yapıldığında, kaplama ile diş yüzeyi arasında mükemmel uyum sağlanır. Bu uyum hem estetik görünümü hem de dayanıklılığı güçlendirir. Günlük kullanımda sert cisimleri diş ile kırma, tırnak yeme veya diş gıcırdatma gibi alışkanlıklar kaplamanın ömrünü kısaltabilir. Alanya Dental Clinic deneyimli hekimleriyle bu sürecin en iyi şekilde yönetilmesini sağlar.
Lamine kaplama işleminin süresi, hastanın mevcut diş yapısı, yapılacak kaplama sayısı ve uygulanacak ek işlemlere bağlı olarak değişir. İlk muayenede dişler detaylı şekilde incelenir. Gerekli ise öncelikle diş eti tedavileri veya çürük temizliği yapılır. Bu hazırlık aşaması, işlemin başarı oranını yükseltir. Ardından diş yüzeyinde minimal düzeyde aşındırma yapılır ve hassas ölçüler alınır. Ölçü alma işlemi, birkaç dakika içinde tamamlanır.
Kaplamaların hazırlanması laboratuvar ortamında gerçekleşir. Bu süreç, ortalama bir hafta kadar sürebilir. Bu süre zarfında hastaya geçici kaplamalar uygulanır. Geçici kaplamalar hem estetik kaygıyı giderir hem de diş yüzeyini korur. Kaplamalar hazır olduğunda prova yapılır. Renk, form ve uyum onaylandıktan sonra kalıcı olarak yapıştırılır.
İnley ve Onley Dolgular
Ağız sağlığını korumak ve yapılan tedavinin ömrünü uzatmak isteyenler, inley ve onley uygulamalarından sonra bazı noktalara özen göstermelidir. Uygulamanın kalitesini ve uzun ömürlülüğünü belirleyen en önemli etkenlerden biri, tedavi sonrası bakım sürecidir. İşte dikkat edilmesi gerekenler;
- Sert yiyecekleri doğrudan dişle kırmaktan kaçınmak
- Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanma alışkanlığını sürdürmek
- Diş sıkma ve gıcırdatma gibi alışkanlıkları kontrol altına almak
- Şekerli ve asitli içecek tüketimini sınırlamak
- Düzenli diş hekimi kontrollerini aksatmamak
Bu maddelerin her biri, tedavi sonrası sürecin sağlıklı ilerlemesine yardımcı olur. Sert yiyecekleri kırmak, restorasyon üzerinde gereksiz basınç oluşturur ve çatlama riskini artırır. Düzenli ağız bakımı, plak ve tartar oluşumunu önler, diş eti sağlığını korur.
Dişlerde orta dereceli çürükler veya yapısal kayıplar söz konusu olduğunda, geleneksel dolgular her zaman ideal sonuç vermeyebilir. Böyle durumlarda inley ve onley tedavileri ön plana çıkar. Bu yöntemler, dişin hem fonksiyonunu hem de doğal yapısını korumaya olanak tanır.
Diş çürüğü, genellikle dolgu ile tedavi edilir. Ancak çürük alanın boyutu çok genişse veya dişin mevcut dolgusunun yenilenmesi gerekiyorsa inley ya da onley önerilebilir. Kırık veya çatlak dişlerde, dişin kalan kısmını koruyacak güçlü bir yapı gerektiğinde de bu yöntemler tercih edilebilir.
Kanal tedavisi sonrası zayıflayan dişler, onley ile desteklenerek çiğneme sırasında oluşabilecek kırılma riskinden korunur. Ayrıca, amalgam dolguların estetik açıdan tatmin etmediği durumlarda porselen veya kompozit inley ve onleylerle daha doğal bir görünüm sağlanabilir.
Günümüz diş hekimliğinde fonksiyon kadar görünüm de önem taşır. İnley ve onley uygulamaları, doğal diş rengini ve formunu taklit eden özel materyallerle üretildiği için estetik açıdan yüksek bir uyum sağlar. Özellikle porselen seçenekler, ışığı doğal diş mine yapısına benzer şekilde yansıtarak fark edilmeyecek kadar doğal bir görünüm elde edilmesine imkân verir.
Porselen Diş Kaplama
Porselen diş kaplamaların ömrü, doğru bakım ve düzenli kontroller ile uzatılabilir. Genel olarak, porselen kaplamalar 10 ile 15 yıl arasında sorunsuz şekilde kullanılabilir. Ancak bu süre, kişinin ağız hijyenine gösterdiği özen, beslenme alışkanlıkları ve dişlerini nasıl kullandığı ile doğrudan ilişkilidir. Sert gıdaların dişlerle kırılması, diş gıcırdatma alışkanlığı veya sert darbeler, kaplamanın ömrünü kısaltabilir. Porselen malzeme, diş minesine en yakın sertlik derecesine sahip olduğu için uzun yıllar formunu korur.
Diş yüzeyindeki bozulmalar, estetik kaygılar veya fonksiyonel sorunlar, porselen kaplama ihtiyacını ortaya çıkarır. Doğal diş minesinin zarar gördüğü durumlarda, porselen kaplama hem koruyucu hem de onarıcı bir çözüm sağlar. Kaplama, dişin ön yüzeyini tamamen örterek çatlak, kırık veya derin renk değişimlerini gizler.
Porselen kaplamalar, gülüş tasarımı uygulamalarında da tercih edilir. Kişinin yüz yapısına, dudak hattına ve diş sıralamasına uygun şekilde hazırlanan kaplamalar, doğal görünümlü bir sonuç sunar. Diş yapısında şekil bozukluğu olan, ön dişlerinde aralık bulunan veya eski dolguları estetik açıdan rahatsız edici görünen kişiler bu yöntemi tercih eder.
Porselen diş yapım süresi, uygulanacak diş sayısı, seçilen porselen türü ve laboratuvar yoğunluğuna göre değişir. Genellikle iki ile üç seans arasında tamamlanır. İlk seansta muayene, ölçü alma ve diş yüzeyinin hazırlanması yapılır. Ölçüler laboratuvara gönderildikten sonra porselenlerin üretim süreci başlar.
Laboratuvar aşaması, porselen tabakanın kişiye özel olarak üretilmesini kapsar. Bu süreç, renk uyumu ve diş formunun yüz ile bütünleşmesi açısından önemlidir. Uygulama yapılacak diş sayısı arttıkça hazırlık süresi de uzayabilir.
Diş Çekimi
Apseli dişler, genellikle iltihap ve şiddetli ağrı ile kendini gösterir. Çekim süreci, normal diş çekiminden farklı değerlendirilir. Öncelikle diş hekimi, bölgedeki enfeksiyonun kontrol altına alınması için antibiyotik tedavisine başlar. Enfeksiyon kontrol altına alınmadan çekim yapılması, iltihabın yayılma riskini artırabilir.
Tedavi sürecinde iltihap azaldığında, bölgeye lokal anestezi uygulanır. Apseli bölgelerde anestezinin etkisi, sağlıklı dokulara göre daha zor hissedilebilir. Bu durumda diş hekimi, ilave anestezi teknikleri kullanabilir. İşlem sırasında diş, kök yapısına zarar verilmeden dikkatle çıkarılır.
İlk 2 saat boyunca herhangi bir şey yenilip içilmemesi tavsiye edilir. Bu süre içinde özellikle pipet kullanmak, sıcak içecek tüketmek veya sert gıdalar yemek pıhtının bozulmasına neden olabilir. Pıhtı kaybı, iyileşmeyi geciktirir ve ağrıya yol açar.
İlk öğünde yumuşak, ılık ve kolay çiğnenebilen yiyecekler tercih edilmelidir. Yoğurt, muhallebi, haşlanmış patates gibi besinler bu süreçte uygundur. Ağız içindeki uyuşukluk tamamen geçmeden yemek yemeye başlanmamalıdır. Uyuşukken yemek yemek, fark edilmeden yanak veya dil ısırılmasına yol açabilir.
İlk 24 saat boyunca sıcak, baharatlı ve asitli gıdalar tüketilmemelidir. Bu tür yiyecekler operasyon bölgesini tahriş edebilir. Yavaş ve kontrollü çiğneme yapılmalı, mümkünse çekim yapılan bölgenin karşı tarafı kullanılmalıdır.
Diş çekimi sonrası tükürme alışkanlığı, çoğu kişinin farkında olmadan yaptığı bir harekettir. Oysa bu davranış, iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Çekim yapılan bölgede pıhtı oluşması gerekir. Pıhtı, yaranın kapanmasını ve dokuların onarılmasını sağlar. Tükürme sırasında ağız içindeki basınç artar ve pıhtı yerinden oynayabilir.
İlk 24 saat boyunca tükürmekten kaçınmak, pipet kullanmamak ve gargara yapmamak gerekir. Bu süre, pıhtının stabil hale gelmesi için kritik öneme sahiptir. Ağızda biriken tükürük, yutularak uzaklaştırılabilir. Tükürme alışkanlığına direnmek zor olabilir. Bu nedenle işlem sonrası hekim, hastayı bu konuda önceden bilgilendirir. Gerekli durumlarda tükürük mendil yardımıyla hafifçe silinebilir.
Diş Dolgusu
Diş dolgusu süresi, yapılacak işlemin kapsamına göre değişir. Tek yüzeyli küçük çürükler genellikle yarım saat civarında tamamlanabilirken, daha büyük veya birden fazla yüzeyi etkileyen çürüklerde süre uzar.
Tedaviye başlamadan önce dişin durumunu görmek için röntgen çekilebilir. Bu hazırlık süreci, toplam zamana birkaç dakika ekleyebilir. Ardından anestezi uygulanır ve dişin çürük kısmı temizlenir. Malzemenin hazırlanması, uygulanması ve sertleştirilmesi de işlem süresine dahildir.
Kompozit dolgular, genellikle tek seansta tamamlanır. Seramik gibi laboratuvar çalışması gerektiren dolgular ise iki seansa bölünebilir. Bu durumda ilk seansta ölçü alınır, ikinci seansta ise hazırlanan dolgu yerleştirilir.
Diş dolgularının ömrü, kullanılan malzemeye, uygulama tekniğine ve hastanın ağız bakım alışkanlıklarına bağlıdır. Kompozit dolgular genellikle 5-10 yıl arası dayanabilirken, seramik dolgular daha uzun ömürlü olabilir. Amalgam dolgular ise sağlam yapısıyla 10 yılı aşabilir.
Dolguların ömrünü uzatmak için düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma ve altı ayda bir diş hekimi kontrolü önemlidir. Sert yiyecekleri ısırmak, dişleri tırnak gibi alışkanlıklarla zorlamak dolguyu yıpratabilir. Dolguların zamanla değiştirilmesi gerekebilir. Çatlama, kenar sızıntısı veya renk değişimi gibi belirtiler, yenileme ihtiyacını gösterir.
Diş Eti Tedavileri
Diş eti tedavisi, diş etlerinde ortaya çıkan hastalıkları, iltihapları ve estetik bozulmaları ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan işlemleri kapsar. Tedavi süreci, yalnızca mevcut sorunu gidermekle sınırlı kalmaz, gelecekte oluşabilecek rahatsızlıkların önüne geçilmesini de sağlar. Diş eti tedavisinin gerekli olduğu durumlar:
- Diş eti kanaması
- Şişlik ve hassasiyet
- Sürekli ağız kokusu
- Diş etinde çekilme
- Çiğneme sırasında ağrı hissi
- Dişlerde gevşeme
- İltihap veya apse oluşumu
Diş eti kanaması, genellikle diş fırçalama sırasında fark edilir ve önemsenmez. Oysa bu durum, diş eti iltihabının ilk işaretlerinden biridir. Şişlik ve hassasiyet, iltihabın ilerlediğini gösterir. Sürekli ağız kokusu, yalnızca hijyen değil, sağlıklı doku yapısının da bozulduğunu işaret eder. Diş eti çekilmesi, kök yüzeylerinin açığa çıkmasına neden olur.
Diş eti tedavilerinde uygulanacak yöntem, hastalığın türüne ve ilerleme seviyesine göre belirlenir. İlk basamak her zaman profesyonel diş taşı temizliğidir. Bu işlem, diş yüzeyindeki sertleşmiş bakteri tabakasını ortadan kaldırır. Kök yüzeyi düzleştirme yöntemi, diş eti cebindeki mikroorganizmaların temizlenmesini sağlar.
Lazer uygulamaları, diş eti hastalıklarının tedavisinde sıklıkla tercih edilir. Lazer ışını, iltihaplı bölgeyi sterilize ederken çevre dokulara zarar vermez. Bu yöntem, kanama ve şişlik gibi yan etkileri minimuma indirir. Cerrahi yöntemler, ileri evre diş eti hastalıklarında devreye girer. Açık diş eti operasyonları ile zarar gören doku temizlenir, kemik kaybı onarılır. İlaç tedavisi, destekleyici bir yöntem olarak uygulanır.
Diş eti çekilmesi, diş köklerinin açığa çıkmasıyla ortaya çıkar ve genellikle diş hassasiyetine yol açar. Bu durum, estetik görünümü de olumsuz etkiler. Çekilmenin sebepleri arasında yanlış fırçalama teknikleri, diş sıkma alışkanlığı, diş eti hastalıkları ve genetik faktörler yer alır. Tedaviye başlamadan önce çekilmenin sebebi tespit edilir. Erken evrede, profesyonel temizlik ve plak kontrolü ile ilerleme durdurulabilir.
Diş İmplantları
Protezlere kıyasla implantlar, sabit ve güvenilir bir kullanım sunar. Hareketli protezlerin neden olabileceği ağız içi yaralar, kayma hissi ve konuşma zorlukları implant tedavilerinde yaşanmaz. Çene kemiği ile kaynaşan implant, doğal diş hissine en yakın çözümlerden biridir.
Ağız ve diş sağlığı, genel sağlık üzerinde de önemli rol oynar. Sağlam dişler, besinlerin daha iyi çiğnenmesini ve sindirilmesini sağlar. Eksik dişin yerine implant yerleştirmek, estetik açıdan gülüşü iyileştirirken, fonksiyonel anlamda da yaşam kalitesini yükseltir. Alanya Dental Clinic uzun vadede güvenli ve memnuniyet verici sonuçlar ortaya çıkarır.
İmplant tedavisinin süresi, hastanın ağız ve çene yapısına, kemik yoğunluğuna ve ek tedavi gereksinimlerine göre değişir. Genel olarak tedavi, planlama aşamasıyla başlar. İlk muayenede panoramik röntgen veya üç boyutlu görüntüleme ile çene kemiği değerlendirilir. İmplant yerleştirme operasyonu genellikle tek seansta tamamlanır.
İmplantın çene kemiği ile kaynaşması için belirli bir iyileşme süresi gerekir. Bu süre, ortalama 2 ila 4 ay arasında değişebilir. Bazı hastalarda iyileşme daha hızlı gerçekleşirken, kemik grefti gibi ek işlemler yapıldığında süreç biraz daha uzayabilir. İyileşme tamamlandıktan sonra protez aşamasına geçilir. Bu aşamada, hastanın diş rengi ve formuna uygun protezler hazırlanarak implant üzerine sabitlenir.
Tedavi süresince düzenli kontroller büyük önem taşır. Hekim, implantın kemikle kaynaşma sürecini takip eder ve ağız hijyeninin korunmasını sağlar. Tedavi süresinin uzunluğu, sabırlı olunması gereken bir durumdur. Doğru planlanmış ve titizlikle uygulanmış bir implant tedavisi, yıllarca sorunsuz kullanılabilir. Hastalar, tedavi sürecinde hekim tavsiyelerine uyduğunda hem iyileşme daha hızlı olur hem de implantın ömrü uzar.
Diş Kaplamaları
İlk 24 saat boyunca aşırı sıcak veya soğuk yiyeceklerden uzak durmak, dişlerde oluşabilecek hassasiyeti en aza indirir. Yumuşak gıdalar tercih edilmesi, kaplamanın yeni yüzeyinin zorlanmasını engeller. Sert kabuklu kuruyemişler, aşırı yapışkan şekerlemeler veya çok sert et parçaları, kaplamanın yapısına zarar verebilir.
Diş kaplamalarının tam olarak dişe adapte olması ve diş etinin yeni yapıya uyum sağlaması birkaç gün alır. Bu süreçte yemeklerin küçük lokmalar hâlinde ve kontrollü şekilde çiğnenmesi tavsiye edilir. Ağız bakımına gösterilen özen, kaplamaların uzun ömürlü olmasında belirleyici rol oynar.
Alışma süresi; diş yapısı, kaplama türü ve kişinin çiğneme alışkanlıkları gibi faktörlere bağlıdır. İlk günlerde ağız içinde farklı bir yüzey hissedilebilir. Dil, yeni yapıya sürekli temas ettiği için bu his başlangıçta daha belirgindir. Çiğneme sırasında hafif bir farkındalık veya alışılmadık bir basınç hissi oluşabilir. Bu durum, kasların ve çene ekleminin yeni pozisyona uyum sağlamasından kaynaklanır.
Konuşma esnasında bazı seslerde hafif değişiklikler fark edilebilir. Özellikle ön dişlere uygulanan kaplamalarda bu durum daha sık görülür. Düzenli konuşma pratiği, birkaç gün içinde bu farklılığı ortadan kaldırır. Alanya Dental Clinic bünyesinde uygulanan kaplamalarda bu uyum süreci genellikle kısa ve sorunsuz geçer.
Diş kaplamalarının ağız kokusuna neden olup olmayacağı, çoğu kişinin aklındaki sorular arasındadır. Uygulama, tek başına kötü kokuya yol açmaz. Asıl belirleyici etken, ağız hijyeninin nasıl sağlandığıdır. Kaplama ile diş eti arasında yiyecek artıkları birikirse bakteri oluşumu hızlanır ve ağız kokusu ortaya çıkabilir.
Düzenli fırçalama, diş ipi kullanımı ve ağız gargarası ile bu risk en aza iner. Kaplamaların kenar bölgelerinin temizlenmesi, doğal dişlerde olduğu kadar önemlidir. Yetersiz temizlik, plak oluşumunu artırarak diş eti iltihabına ve dolaylı olarak kokuya sebep olabilir.
Diş Köprüleri
Porselen, doğal diş görünümüne yakın estetik sonuçlar sunar. Metal destekli porselen köprülerde alt yapı metalden, üst kaplama ise porselenden oluşur. Bu yöntem sağlamlık sağlarken bazen diş eti hizasında koyu çizgi oluşmasına neden olabilir.
Zirkonyum köprüler, yüksek dayanıklılık ile doğal görünümü bir arada sunar. Işık geçirgenliği sayesinde diş rengine uyum sağlar. Ayrıca alerji riskinin düşük olması, zirkonyumu tercih edilir kılar. Tam seramik köprüler ise tamamen metal içermediği için diş eti uyumu açısından avantajlıdır.
Diş köprülerinin maliyeti, kullanılan malzeme, uygulanacak teknik, köprünün uzunluğu ve hastanın ağız yapısına göre değişkenlik gösterir. Her bireyin diş yapısı farklı olduğu için kesin fiyatlandırma ancak detaylı muayene sonrasında belirlenebilir.
Malzeme türü, fiyat üzerinde en etkili faktörlerden biridir. Zirkonyum veya tam seramik gibi ileri teknoloji ürünler, klasik metal destekli porselenlere göre genellikle daha yüksek maliyetli olabilir. Köprünün kaplayacağı diş sayısı arttıkça maliyet de artar. Ayrıca tedavi sırasında ek işlemler gerekirse bu da toplam tutarı etkiler.
Diş köprüsü tedavisinin süresi, hastanın ağız sağlığı durumu, uygulanacak köprü türü ve tedavi planına bağlı olarak değişir. Genellikle iki veya üç seans içerisinde tamamlanabilen bir işlemdir. İlk randevuda ağız ölçüsü alınır, dişler hazırlanır ve geçici köprü uygulanır. Bu aşama, tedavi sürecinin en önemli başlangıç noktasıdır.
İkinci randevuda laboratuvarda hazırlanan köprü, dişlere prova edilir. Uyum, renk ve estetik açıdan değerlendirme yapılır. Gereken düzeltmeler bu aşamada gerçekleştirilir. Ardından köprü kalıcı olarak yapıştırılır. Bazı durumlarda ek seanslar gerekebilir, özellikle diş eti tedavisi veya çekim gibi ön hazırlık işlemleri varsa süreç uzayabilir. Alanya Dental Clinic’te yapılan köprü tedavilerinde, hasta konforu ve doğal görünüm öncelikli hedefler arasındadır.
Diş Telleri
Diş teli tedavisi tamamlandığında, dişler yeni konumlarına yerleşmiş olur. Ancak bu konumun kalıcı olabilmesi için “pekiştirme” süreci gerekir. Pekiştirme aşamasında genellikle “retainer” adı verilen apareyler kullanılır. Retainerlar sabit ya da çıkarılabilir tipte olabilir. Sabit olanlar dişlerin arka yüzeyine ince bir tel şeklinde yapıştırılır.
Gülüş Tasarımı
Gülüş tasarımı, kişiye özel planlandığı için uzun yıllar boyunca estetik görünümünü koruyabilir. Kullanılan malzemelerin kalitesi, diş hekiminin tecrübesi ve kişinin ağız bakım alışkanlıkları, tasarımın ömründe belirleyici faktörlerdir. Uygulama sonrasında düzenli diş kontrolleri yapıldığında, gülüşün formu ve rengi ilk günkü gibi korunabilir.
Diş kaplamalarında kullanılan porselen ve zirkonyum materyaller, yüksek dayanıklılık özellikleriyle bilinir. Bu malzemeler, günlük kullanımda çiğneme kuvvetine karşı direnç gösterir. Ağız hijyenine özen gösterilmesi, diş eti sağlığının korunmasını sağlar ve tasarımın doğal görünümünü sürdürmesine yardımcı olur. Günde iki kez düzenli fırçalama, diş ipi kullanımı ve ağız gargaraları, uygulamanın ömrünü uzatır.
Gülüş tasarımı, bireyin yüz hatlarına ve ağız yapısına özel planlanan bir estetik çalışmadır. Hollywood Smile ise genellikle beyaz ve simetrik dişleri hedefleyen, daha çok ünlülerin gülüşüne benzeyen bir estetik yaklaşımı ifade eder. İki uygulama arasında temel amaç farklılığı bulunur.
Gülüş tasarımında doğal görünüm ön plandadır. Diş rengi, dudak hattı, yüz simetrisi ve diş eti dengesi gibi unsurlar, kişisel özelliklere göre belirlenir. Böylece sonuç, kişinin doğal yapısıyla uyumlu olur. Hollywood Smile uygulamasında ise dişler genellikle daha belirgin beyazlıkta ve simetriye yakın bir şekilde tasarlanır.
Uygulama sonrası bakım, elde edilen estetik sonucun uzun süre korunması için önem taşır. Düzenli ağız hijyeni alışkanlıkları, diş hekimi kontrolleri ve doğru beslenme tercihleri bu sürecin temelini oluşturur. Dişler günde en az iki kez, orta sertlikte fırça ile fırçalanmalıdır. Fırçalama sırasında diş etlerine zarar vermeyecek şekilde yumuşak hareketler kullanılmalıdır.
Diş ipi ve ara yüz fırçaları, fırçanın ulaşamadığı bölgelerde biriken plak ve yemek artıklarını temizlemek için kullanılmalıdır. Florürlü diş macunları, diş minesinin güçlenmesine yardımcı olur. Asitli içecekler ve aşırı şekerli gıdalar, diş yüzeyinde lekelenmelere ve kaplamalarda matlaşmaya neden olabilir.
Zirkonyum Kaplama
Diş hekimliğinde kullanılan malzemenin ömrü, uygulama tekniği ve hastanın ağız bakımı alışkanlıklarıyla doğrudan ilgilidir. Zirkonyum kaplama, dayanıklılığı ile öne çıkan bir yöntemdir. Sert yapısı sayesinde günlük çiğneme kuvvetlerine karşı yüksek direnç gösterir. Doğru uygulama yapıldığında yıllarca formunu ve rengini korur.
Metal destekli kaplamalara kıyasla kırılma veya çatlama ihtimali düşüktür. Malzemenin yoğun yapısı, ısı değişimlerinden minimum düzeyde etkilenmesini sağlar. Sıcak-soğuk gıdalar diş üzerinde genleşme-büzülme sorunları yaratmaz. Bu özellik, kaplamanın uzun süreli kullanımında önemli bir avantajdır.
Diş eti uyumu sayesinde kenar bölgelerde zamanla oluşabilecek boşluklar minimuma iner. Bu da kaplamanın altındaki dişin çürüme riskini azaltır. Hastanın düzenli diş fırçalama, diş ipi kullanma ve düzenli hekim kontrolü alışkanlıkları zirkonyum kaplamanın ömrünü uzatır.
Tedavi süresi, hastanın diş durumu ve yapılacak işlem sayısına bağlı olarak değişir. Zirkonyum kaplama yaptırmak için öncelikle detaylı muayene yapılır. Mevcut dişler incelenir, röntgen çekilir ve kaplama yapılacak diş sayısı belirlenir. Bu aşama genellikle tek seansta tamamlanır.
Kaplamalar laboratuvardan geldikten sonra prova yapılır. Dişlerin şekli, rengi ve çene kapanışı değerlendirilir. Hastanın onayı alındığında son yapıştırma aşamasına geçilir. Ortalama olarak tedavi 4-7 gün içinde tamamlanabilir. Ancak diş eti tedavisi, kanal tedavisi gibi ek işlemler gerekiyorsa süre uzayabilir.
Zirkonyum kaplama, diş estetiğini ve fonksiyonunu geliştirmek amacıyla kullanılan özel bir seramik türüdür. Metal içermeyen yapısı sayesinde dişlerde doğal bir görünüm sağlar. Yüksek ışık geçirgenliği, kaplamanın gerçek dişlere en yakın sonucu vermesine yardımcı olur.
Uygulama süreci muayene ile başlar. Hekim, hastanın diş yapısını inceler ve kaplama yapılacak bölgeleri belirler. Ardından diş yüzeyi minimal ölçüde aşındırılır. Bu aşındırma, kaplamanın dişe tam oturması için gereklidir. Ölçüler hassas cihazlarla alınır ve laboratuvara gönderilir.
Laboratuvar ortamında zirkonyum bloklar, bilgisayar destekli freze makinelerinde şekillendirilir. Renk tonları hastanın dişleriyle uyumlu olacak şekilde seçilir. Kaplama hazır olduğunda prova yapılır. Gerekli düzeltmeler tamamlandıktan sonra özel yapıştırıcılarla dişe sabitlenir.
Sakız Kalkanı
Sakız kalkanının ömrünü uzatmak ve hijyenini sağlamak için düzenli bakım şarttır. Kullanım sonrası, cihazın üzerinde biriken bakteri ve yiyecek kalıntıları diş sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle her kullanımın ardından temizlenmesi önerilir. Ilık su altında durulamak ve yumuşak kıllı bir fırça ile hafifçe fırçalamak, günlük temizlik için yeterli olur. Sıcak su kullanılmamalıdır, çünkü yüksek ısı malzemenin formunu bozabilir.
Haftada birkaç kez, diş protez temizleme tabletleri veya diş hekiminin önerdiği özel solüsyonlarla derinlemesine temizlik yapılmalıdır. Bu işlem, kalkanın iç yüzeyinde oluşabilecek bakteri tabakasını ortadan kaldırır. Kullandıktan sonra saklama kabında muhafaza etmek de önemlidir. Saklama kabının havalandırma deliklerine sahip olması, nemin birikmesini önleyerek koku oluşumunu engeller.
Diş hekimleri tarafından önerilen sakız kalkanı, farklı yaş gruplarına ve ihtiyaçlara hitap eder. İşte sakız kalkanının uygulandığı durumlar;
- Gece uyurken diş sıkma veya gıcırdatma sorunu yaşayanlar
- Temas sporlarıyla ilgilenen sporcular
- Ortodontik tedavi gören ve dişlerini korumak isteyenler
- Diş eti hassasiyeti olan bireyler
- Protez veya implant uygulaması sonrasında koruma ihtiyacı duyanlar
Sakız kalkanı, dişleri ve diş etlerini fiziksel darbelere karşı koruyan, aynı zamanda çene eklemini destekleyen bir cihazdır. Gece uyurken farkında olmadan diş sıkma alışkanlığı olan bireylerde, diş yüzeylerindeki aşınmayı önler.
Sakız kalkanı, ağız içini kapsayan ve dişleri dış etkenlerden koruyan kişiye özel üretilmiş bir diş hekimliği cihazıdır. Şeffaf veya yarı saydam malzemeden üretilir, yumuşak ya da sert form seçenekleri bulunur. Kullanım amacı, ağız ve diş sağlığını korumak, olası hasarları önlemektir. Sporculardan gece diş sıkma problemi yaşayan bireylere kadar geniş bir kullanıcı grubuna hitap eder.
Sakız kalkanı, yalnızca dişleri değil çene eklemlerini de korur. Diş sıkma alışkanlığı olan bireylerde, eklem üzerindeki baskıyı azaltarak ağrı oluşumunu önler. Alanya Dental Clinic uzman kadrosu ile kişiye özel sakız kalkanı uygulamaları sunarak, ağız ve diş sağlığının korunmasına katkı sağlar.
Estetik Diş Protezleri
Estetik diş protezi yapım süresi, kişinin ağız yapısına, uygulanacak tedavi planına ve seçilen protez türüne göre değişir. İlk aşamada diş hekimi, detaylı muayene ve ölçü alma işlemleri gerçekleştirir. Bu süreç, ağız içi taramalar ve fotoğraflar ile desteklenir. Alınan veriler, laboratuvar ekibine iletilir ve protezin tasarımına başlanır.
Laboratuvar aşaması, protezin türüne göre farklı zaman dilimlerinde tamamlanabilir. Hareketli protezlerde birkaç prova ile süreç kısa sürede sonuçlanırken, implant destekli protezlerde iyileşme süresi de hesaba katılır. İmplant uygulamasında, cerrahi işlem sonrasında kemiğin implant ile kaynaşması beklenir. Bu süre genellikle birkaç ayı bulabilir.
Estetik diş protezleri, gelişen diş hekimliği teknolojileri sayesinde doğal diş görünümüne oldukça yakın bir yapıda üretilir. Protezin rengi, parlaklığı ve yüzey dokusu, kişinin kendi dişleriyle uyumlu olacak şekilde tasarlanır. Bu sayede karşıdan bakıldığında fark edilmesi güç hale gelir.
Doğallığın sağlanabilmesi için renk tonlaması büyük önem taşır. Tek tip beyaz ton yerine, doğal dişlerdeki hafif renk geçişleri ve yarı saydamlık taklit edilir. Laboratuvar çalışmaları sırasında dişin yüzeyine mikro detaylar eklenerek gerçek diş dokusuna benzer bir görünüm elde edilir.
Estetik diş protezleri, yemek yeme alışkanlıklarını büyük ölçüde iyileştiren çözümler sunar. Doğru şekilde tasarlanan ve uygulanan protezler, çiğneme fonksiyonunu geri kazandırır. Eksik dişler nedeniyle zorlanan bireyler, protez sayesinde sert, yumuşak ya da lifli gıdaları daha rahat tüketebilir.
Protez kullanımında ilk günlerde hafif adaptasyon süreci yaşanabilir. Çene kaslarının yeni yapıya uyum sağlaması zaman alır. Bu dönemde lokmaların küçük alınması, gıdaların iyi çiğnenmesi önerilir. Kısa süre içinde kaslar proteze alışır ve yemek yeme doğal bir hâl alır.
Sabit protezler, çene kemiğine ya da mevcut dişlere sabitlendiğinden çiğneme sırasında hareket etmez. Bu durum, yemek yerken güven hissi verir. Hareketli protezlerde ise doğru ölçü ve uygun sabitleme yöntemleri kullanıldığında


Sağlıklı Dişler, Mutlu Gülüş!
Sağlıklı dişler, özgüvenli ve ışıldayan bir gülüşün temelidir — çünkü dişleriniz sağlıklı olduğunda, her gülüş daha parlak olur ve hem içten hem dıştan daha mutlu hissedersiniz.
Alanya Dental Clinic’te Diş Randevusu Almanın Ağız Sağlığınız İçin Önemi
